Maskenin Ardındaki Şampiyon Öğretmen
Hikâyem bir şakayla başladı. “Olabilir mi ki?” diye gülüp geçtiğimiz bir sorunun, gün gelip hayatımın en güzel tatlarından biri hâline geleceğini o gün hiç tahmin edemezdim.
Ben Bahar Yurdakul. 28 yıllık sınıf öğretmeniyim. Hâlen Etimesgut’ta Nasreddin Hoca İlkokulunda görev yapıyorum. İki çocuk annesiyim. Büyük kızım Serenay, mimar olmasının yanı sıra sekiz kez dünya şampiyonasına katılmış millî buz pateni sporcusu. Küçük kızım Mira ise eskrimle ilgileniyor. Eşim şehir dışında çalıştığı için Mira’yı haftanın beş günü devam eden antrenmanlarına götürmek yıllarca benim sorumluluğumdaydı. Salonlarda geçirdiğimiz bu uzun saatler, hayatımın dönüm noktalarından birine vesile oldu.
Bir gün, velilerle sohbet esnasında “Çocuklar antrenmandayken biz de egzersiz yapsak mı?” diye gülüşüyorduk. Kulüp yöneticimizin, “Neden siz de eskrim yapmıyorsunuz?” sorusu her şeyin başlangıcı oldu. Önce şaka gibi gelen bu fikir, kısa sürede gerçeğe dönüştü. On beş kişiyle başladığımız yolculuk, çeşitli sebeplerle ayrılanlar olunca beş kişiyle devam etti. Başta hâlâ espri konusu yapıyor: “Demek bizde de sporcu ruhu varmış” diye birbirimize takılıyorduk.
Eskrim, boşuna “fiziksel satranç” olarak adlandırılmıyor. Hız, kuvvet, teknik ve taktiğin birleştiği, merkezinde ise nezaketin olduğu bir spor. Maskemi takıp piste adım attığımda kendimi bambaşka bir dünyada buluyordum. Yaşımdan ötürü gereken hız ve refleksi kazanmak zaman aldı ama kısa sürede eskrim sadece kızımın değil, benim de hayatımın ayrılmaz bir parçası olmaya başladı.
Bir gün antrenörüm, Konya’da Türkiye Şampiyonası yapılacağını söylediğinde, bunun artık bir şaka değil gerçek bir hikâye olduğunu anladım. 19 Kasım 2023’te Konya’da düzenlenen Veteranlar Türkiye Şampiyonası’nda Flöre Kadın kategorisinde Türkiye Şampiyonu oldum. Altın madalya boynuma asılırken kızım da aynı salonda U14 klasmanında bronz madalya kazanıyordu. Aynı anda anne-kız olarak mücadele etmek, onun desteğini ve cesaret veren sözlerini duymak, kelimelerle tarif edilemeyecek kadar kıymetliydi.
Sağlık sorunlarım nedeniyle bu yılki yarışmaya katılamadım. Ama antrenmanlarımı sürdürüyor ve öğrencilerime eskrimi tanıtıyorum. Onlara bu sporun adını söylediğimde gözlerindeki heyecanı görmek, hayatımın en değerli ödüllerinden biri. Çünkü bir şakayla başlayan bu yolculuk, bana sadece bir şampiyonluk değil, aynı zamanda öğrencilerimin hayallerine ilham olabilme gururunu kazandırdı.
Ben inanıyorum ki öğretmenlik, öğrencilere düşlerini gerçeğe taşıyacak cesareti vermektir. Onların ‘Olabilir mi ki?’ diye sordukları her hayalin, emek ve inançla gerçeğe dönüşebileceğini göstermek, mesleğimin en değerli yanı. Çünkü her öğrencinin içinde, keşfedilmeyi bekleyen bir şampiyon var. Ve bir öğretmenin görevi, o şampiyonu ortaya çıkaracak kıvılcımı yakabilmek.
Bahar YURDAKUL - Ankara