ÖĞRETMENLERİN DİJİTAL YETERLİKLERİ
Değişen ve dijitalleşen dünyada, bireylerin hem varlık gösterebilmesi hem de ilerleyebilmesi için değişim ve dönüşüm sürecini doğru anlamaları gerekmektedir. Dijital bilgi çağında toplumsal profil değişirken öğrenci ve öğretmen rollerinde de farklılıklar ortaya çıkmıştır. Genel itibarıyla günümüz öğrencileri “dijital yerli” olarak kabul edilirken ortalama çalışma süresi yirmi yıl ve üzeri olan öğretmenlerimiz ise “dijital göçmenler” olarak kabul edilmektedir.
Peki, nedir bu kavramlar? Teknolojik imkânlara sahip bir çevrede doğan ve bu imkânları etkili şekilde kullanabilen bireyler dijital yerlilerdir. Bu tanımlama daha çok öğrencileri işaret ederken dijital göçmenler ise teknolojiyle iç içe bir ortamda doğmayıp sonradan tanışan ve teknolojiyi kullanmak durumunda olan öğretmenlerimizi işaret etmektedir. Dijital yerli olan öğrencilerimiz; tabletler, akıllı telefonlar, çevrim içi eğitim platformları, artırılmış gerçeklik uygulamaları, dijital oyunlar ve yapay zekâ destekli araçlar gibi birçok dijital materyali aktif olarak kullanmaktadır. Bu nedenle dijital göçmen konumundaki öğretmenlerin teknoloji okuryazarlığı konusunda dijital yerli öğrencilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayabilecek yeterliğe sahip olması ve kendini sürekli geliştirmesi kaçınılmaz bir mesleki gerekliliktir. Bununla birlikte öğrencilere dijital yeterlikleri bilinçli ve etik bir şekilde nasıl kullanacaklarını öğretmek de biz eğitimcilerin sorumluluğundadır.
Dünyanın her yerinde farklı kurum ve kuruluşlar, öğretmenlerin dijital yeterliğini tanımlamak için farklı göstergeler veya standartlar belirlemiştir. Bu kapsamda farklı dijital yeterlik modelleri ortaya çıkmıştır. Özellikle Avrupa Dijital Yetkinlik Çerçevesi (DigCompEdu), ISTE (International Society for Technology in Education) Öğretmen Standartları ve TPACK (Technology, Pedagogy, and Content Knowledge) en çok bilinen modellerden birkaçıdır. DigCompEdu Modeli, öğretmenlerin dijital yeterliklerini geliştirmek için sistematik bir çerçeve sunarken ISTE Modeli daha kapsamlıdır ve liderlik, etik sorumluluk gibi konulara da değinmektedir. TPACK Modeli ise teknoloji, pedagojik bilgi ve alan bilgisinin entegrasyonuna odaklanarak daha teorik bir bakış açısı getirmektedir. Öğretmenlerin dijital yeterliklerini geliştirebilmek için hizmet içi eğitimler aracılığıyla bu modelleri tanıması ve eğitim öğretim sürecinde bu modellerden faydalanması etkili bir yaklaşım olacaktır.
Öğretmenler, teknolojiyi pedagojik bir bakış açısıyla ele alarak öğrencilerin daha etkili bir öğrenme deneyimi yaşamalarını sağlamalıdır. Aynı zamanda öğrencileri siber güvenlik konusunda bilinçlendirmeli, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeli ve etik kurallar çerçevesinde dijital dünyada nasıl hareket edecekleri konusunda onlara rehberlik etmelidir.
Dr. Didem PARLAK ARAS - Antalya