ÇEVRE İKLİMİ
Eposta :

ÇEVRE İKLİMİ

Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük’ünde “kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam; bir şeyin yakını” diye tanımlanan çevre, 1982 Anayasası’nın 56. maddesinde koruma altına alınmıştır. Buna göre “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların görevidir.”

İnsanın aklına “Çevrenin de sağlığı mı olurmuş?” diye bir soru takılabilir. Ancak canlıların sağlığı söz konusu olduğunda çevre sağlığını korumanın önemi daha iyi anlaşılacaktır. Belirli bir çevrede yaşayan kişilerin sağlığını etkileyen dış faktörler ve bu etkileri azaltmak için alınan önlemler çevre sağlığı olarak tanımlanmaktadır. İnsan ile doğa ilişkilerini inceleyen disiplinler arası bilim dalları da bu konuyla ilgilenmektedir.

Peki, çevre neden bu kadar önemli? Her şeyin başı sağlık, diye boşa dememişler. Aldığımız nefesten içtiğimiz suya, soframıza gelen lokmaya kadar her şey doğadan. Yankı gibi ne verirsek o döner bize. “Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.” derler ya işte tam da öyle.

İklim değişikliği ile ilgili alarm yıllar önce verilmişti. Şimdi bu değişimin sebeplerini ve sonuçlarını bir arada görüyoruz. Belki de yaşamı yani doğayla uyumlu yaşamayı yeniden öğreniyoruz. Bunun için yeni ve uygulanabilir tedbirler almamız elzem.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) her yıl 5 Haziran tarihini “Dünya Çevre Günü” olarak belirlemiştir. Hava Kirliliği, Biyoçeşitlilik, Ekosistem Onarımı ve Yenilenmesi, Tek Bir Dünyamız Var gibi temalarla bilinçli tüketim, farkındalık, sürdürülebilirlik, kaynakları koruma vb. çevre dostu faaliyetler gerçekleştirilmektedir. 2024’te Plastik Kirliliği ile Mücadele Et temasıyla 2040’a kadar plastik kirliliğinin %80 azaltılması hedeflenmektedir.

Ülkemizde de 5-9 Haziran günlerini içeren haftanın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belirlenen bir temayla Türkiye Çevre Haftası olarak kutlanacağı Resmî Gazete’de duyurulmuştur. Türkiye, 2024 yılı Çevre Haftası’nın temasını “Hepimizin Bir Dünyası Var” olarak belirlemiştir. Doğayı koruma, kirliliği azaltma, sıfır atık ile çevre bilincini artırma belirlenen hedeflerin başındadır.

İnsanoğlu hep bir merak peşinde. Bu merak bizi gelişim yolculuğuna çıkardı: Sanayi devrimi, teknoloji devrimi… Hızla ilerledik. İlerledikçe geride bıraktıklarımızı fark ettik. Nükleer atıklar ve plastikler gibi doğadan izlerini silemediğimiz atıklarımız başta olmak üzere tüketim toplumunun bitmek tükenmek bilmeyen ihtiyaçları ve ondan geriye kalan çöpler; temizlik, güzellik, daha uzun raf ömrü gibi sebeplerle sınırsızca kullandığımız kimyasallar, fabrika atıkları, elektronik atıklar radyasyon ve bunların etkisiyle ısınan atmosferimiz… Liste uzar gider.

Teknoloji çağında uzaydaki çöpleri düşününce atıkların olması doğal geliyor ama çoğu zarar misali önemli olan onları kontrol altında tutmak. Her şeyin olumlu ve olumsuz yanları var. Sorunları biz oluşturduysak çözümü de bizde olmalı.

Devlet yahut devletler çevre, doğa, dünya konusunda çok hassas yaklaşımlar içerisinde. Eğitimler vermekte, kamu spotları hazırlamakta, yarışmalar düzenleyip birçok faaliyet gerçekleştirmekteler. Millî Eğitim Bakanlığımızca sıfır atık eğitim projeleri geliştirilip sıfır atık atölye faaliyetleri düzenlenmekte, atık ayırma ve kompost sistemleri kurulup geri dönüşüm kutuları ile su ve enerji tasarrufu cihazları okullarımızda kullanılmaktadır. Dünyamızı koruma, çevremizi yeşillendirme vb. çalışmalar kamusal olmanın yanı sıra bireysel de olmalıdır. Biliyoruz ki bireyler elini taşın altına koymuş durumda. Evlerde, iş yerlerinde çöpleri ayrıştıranların, fidan dikim etkinliğine katılanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Hemen hemen herkes “Dikili bir ağacım var.” diyebilecek konumda.

Sıfır atık, geri ve ileri dönüşüm faaliyetleri hem kendi sağlığımız hem çevre sağlığımız için vazgeçilmezdir. Dünyayı koruma çalışmaları bir dönemlik değil yaşamımıza yayılmış bir süreçtir. Bu sürecin görev olmasından öte davranış hâline dönüşmesi için çocukların aktif katılım gösterebilecekleri çevresel etkinlikler planlanmalı, büyükler rol model olmalıdır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın bu yıl Türkiye Çevre Haftasına İlişkin Usul ve Esaslar’da önerdiği güzel fikirleri var: Deniz temizliğine dikkat çekmek için deniz çöpü avı, dalış etkinliği; hava kirliliğine dikkat çekmek için otomobilsiz bir gün, “Kirletmeden Üretmek Mümkün” temasıyla temiz üretim teknolojilerinin sanayide kullanımı vb. Biz de dikkat çekmek için pedal çevirebilir, kompost yaparak park ve bahçelerdeki ağaçları besleyebiliriz. Çocuklarımızla doğa yürüyüşleri gerçekleştirebilir, tohum toplayıp ekebilir; plastikleri renklendirip şekillendirerek oyuncaklar, kuklalar, sanatsal çalışmalar yapabiliriz.

Doğayla hemhâl olmak çocuklarımıza yeşil bir Türkiye, temiz bir dünya bırakabilmek için önemli. Küçük adımların büyük başarılara dönüşebileceği, sürdürülebilir bir çevrede bilgisayar ağından ziyade doğayla çevrim içi olabileceğimiz bir çevreye ayak izi bırakma niyetindeyiz ki iklim sorunlarının önüne geçebilelim.

 

Ayşe Akay Demircioğlu - Ankara