DOĞADAKİ SINIF AÇIK HAVA SINIFI UYGULAMASI
Proje Sahibinin Adı - Soyadı: Rumeysa ÇEVLİK / Okul Öncesi Öğretmeni Kayasuyu İlkokulu
Projenin Amacı:
Doğal veya geri dönüştürülebilen malzemeleri ders materyaline dönüştürerek doğal şartlarda, basit çözümlerle, nitelikli okul öncesi eğitimi sunabilmek amacıyla okul bahçesinde Açık Hava Sınıfı modelini tasarlayıp eğitim-öğretimin günlük en az 60 dakikasını doğa ile iç içe sürdürmek. Açık hava uygulamalarının sayısını ve niteliğini artırarak çocukların tüketim odaklı değil, süreç odaklı, doğayla bağ kurabildiği ve birey olarak çevreye etkisinin farkında olduğu bir sistem oluşturmak.
Açık Hava Sınıfı, etrafı duvarlarla kaplı olmayan, çatısı gökyüzü olan, basit yöntemlerle ekolojik içerikli hazırlanmış, nitelikli ve Millî Eğitim Bakanlığı müfredatının uygulanabileceği bir öğrenme ortamıdır.
Sürdürülebilirlik açısından Açık Hava Sınıfı’nda kullanılan malzemeler doğadan ya da geri dönüşüm materyallerinden elde edilmektedir.
Bu materyallerle okul bahçesinde öğrenme merkezleri oluşturup çocukların hem doğa ile bağ kurmasını sağlıyor hem de geri dönüşümü, üretimi, sürdürülebilirliği eğitimin odak noktası haline getiriyoruz.
“Doğadaki Sınıf” projesiyle ülkemizdeki bir vakıf tarafından “Fark Yaratan Öğretmen” seçildim. “Okul Öncesi Eğitimde Yenilikçi Öğrenme Ortamları” konulu çalışmam ile bir sivil toplum kuruluşunun düzenlediği 19. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’na davet edildim.
Projenin Özeti:
Açık Hava Sınıfı uygulamasını 2020 yılı pandemi sürecinde -öncelikle ekran bağımlılığı olmak üzere- salgının etkilerini azaltmak amacıyla çocuklarımız ve velilerimizle birlikte tasarladım. Açık Hava Sınıfı’nda çocukların ekolojik yaşamı hissedecekleri, doğayı en ince ayrıntılarıyla içselleştirecekleri öğrenme istasyonları ile müzik ve Atatürk temalı öğrenme istasyonları oluşturdum. Bu öğrenme istasyonlarına; Günlük Yaşam Becerileri Atölyesi, Bitki Gözlem Alanı, Tarım Alanı, Böcek Oteli, Atatürk Merkezi, Müzik Merkezi, Bitki Gözlem Merkezi, Duyusal Alan, Denge Yürüyüş Alanı gibi isimler koydum. Çocukların yaparak, yaşayarak ve deneyerek öğrenmesine ortamlar hazırladım. Bu bağlamda çocukların farklı gelişim alanlarına hitap eden küçük risk alanları oluşturdum.
Tüm bu öğrenme merkezlerinin yanında çocukların bir kitaptan gördükleri ve “Keşke bizim de olsa.” diye hayal ettikleri bir ağaç evi yaptım. İki yıl boyunca hiç pes etmeden çalışarak yerel yönetimlerin ve diğer destekçilerimizin de katkılarıyla çocuklarımızın hayallerini gerçekleştirdim. Bir kitaptan yola çıkarak yaptığımız ağaç evimizi yine kitaplardan başka hayallere doğru yola çıkmak için çocuklarımızla birlikte kütüphaneye dönüştürdüm. Bu süreçten ilham alan meslektaşlarım, Kahramanmaraş ve Gaziantep’teki iki okulda kendi ağaç evlerini oluşturdular ve Açık Hava Sınıfı kurma çalışmalarına başladılar. Hatta şimdilerde Adana, Ankara, Adıyaman, Aydın, Bursa, Çanakkale, İstanbul, Trabzon, İzmir, Afyon, Kilis, Kahramanmaraş, Hatay ve daha birçok ilimizde rehberlik ettiğim meslektaşlarımla Açık Hava Sınıfları kuruyoruz.
Bir köy okulunda çalışırken doğadan ne çok şey öğrendiğimi yeniden hatırladım. Dezavantajlı görünen birçok şey hakkında olumlu düşünmeye odaklandım. Müfredattaki kazanımları, doğaya zarar vermeden, çöp çıkarmadan, israf etmeden de verebileceğimi keşfettim. Böylece çocuklar, doğada zaten var olan fen bilimlerini, matematiği, müziği kısacası doğanın bilimini ve sanatını yine onun kucağında öğreniyorlar.
Açık Hava Sınıfı uygulaması çocuklarda doğa ile bağ kurma, problem çözme, çözüm odaklı olma, olumlu benlik algısı oluşturma ve sosyal becerilerini iyi yönde geliştirme imkânı sağlıyor. Sadece tüketen değil, üreten bireyler olmaları yönünde farkındalık sağlayan ve merak duygularını kaybetmeden onları ilkokula hazırlayan, bütünsel bir süreç. Çocuklar bu uygulamayla meraklarının ve keşfetme duygularının peşinden giderek kendi deneyimleriyle öğreniyorlar. Bu uygulama; hayal kuran, hayallerinin peşinden koşan, eleştirel bakabilen, bilimin ve doğanın ışığıyla ilerleyen çocuklar yetiştiren, sürekli yenilenebilen bir çalışma. Köyde, ailelerini daha az çöp çıkarmaya teşvik ediyorlar. Bitki yetiştirmeyi, bahçe işlerini, doğal materyalden ürün oluşturma gibi becerilerini, ekolojik değişimlere uyum sağlamayı, gezegenle uyumlu, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını erken çocukluk döneminde kazanmaya başlıyorlar.
Şimdilerde hayalim, halen sürdürmekte olduğum öğrenme modelimi farklı okullarda yaygınlaştırarak daha çok çocuğun doğayla buluşmasını ve doğadan öğrenebilmesini sağlamak. Meslektaşlarımın katkısıyla bunu yapabileceğimize olan inancım sonsuz.