AYNADAKİ DE KİM?
uykusuz yorgun
kimsesiz ve yaşlı bir çocuktu İstanbul.
bir zamanlar,
kaldırımlarını nezaketle adımlarken insanlar, epeydir dizleri sızlıyor,
anlaşılan yine yağmur var.
huysuz, mutsuz,
ve uslanmaz bir çocuktu İstanbul.
üstü başı toz toprak, karnı aç,
elindeki salçalı ekmeği ısırarak, eksik dişleriyle gülümsüyor, elinde rengarenk bir topaç.
kalabalıklaştıkça, yalnızlaşıyor bu şehir. denizin ortasında inci misali, kendi kabuğunda esir.
yaşlı mavi gözleri,
eski bir dostu arıyor sanki.
yine kaybolacak diye peşinden koşuyor, ahşap evde yaşayan siyah kedi.
bir sabah, seher vakti,
kabuslarla uyandı İstanbul. kalktı yataktan,
giydi yine eski giysilerini, durdu ve düşündü bir an.
bu sokaklar, bu evler,
içimde yaşayan bu insanlar da kim?
titrek ellerini gezdirirken kırışmış yüzünde,
yine kaybolmak üzereydi zamanın bir yerinde.
aynalardan seyrederken geçmişi,
çoktan unutmaya başlamıştı eski hikayeleri. yutkunurken geçen günleri,
boğazında takıldı aynı sözler: bu aynadaki de kim?
bu aynadaki de
kim?
Hasan KÜRKLÜ | Sınıf Öğretmeni | Akçansa Mehmet Akif Ersoy İlkokulu