TÜRKİYE’NİN İLK MÜZESİ
Eposta :

TÜRKİYE’NİN İLK MÜZESİ

Müzeler, toplumların ve insanlığın her alandaki gelişiminin ve değişiminin izlerini taşır. Bu nedenle de toplumun hafızasını barındıran mekânlardır. Ülkemizde müzecilik faaliyetlerinin başlangıcı sayılan ve modern anlamda ilk Türk müzesi olan İstanbul Arkeoloji Müzesinin kuruluşu Mecmaı Asarıatikaya (Eski Eserler Koleksiyonu)  dayanmaktadır. Padişah Abdülmecit’in 1845 yılında Yalova gezisi sırasında gördüğü Doğu Roma yazıtlarını İstanbul’a naklettirmesi üzerine eserler, 1846 yılında Osmanlı Devleti’nin o güne kadar silah deposu (Harbiye Ambarı) olarak kullandığı Aya İrini’de toplanmaya başlandı.

Mecma-ı Asarıatika Koleksiyonu 1869 yılında dönemin Maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından Müzeyi Hümayun (İmparatorluk Müzesi) adıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk müzesine dönüştürülmüştür. Ayrıca vilayetlere bir genelge gönderilmiş ve çevrelerinde ulaşabildikleri tarihî eserleri tahrip etmeden müzeye iletmeleri istenmiştir. Aynı yıl içerisinde ilk Asarıatika Nizamnamesi yürürlüğe girmiştir. Toplanan eserlerin sayısının artması üzerine yeni bir yer arayışına başlanmış ve müzenin Çinili Köşk’e taşınmasına karar verilmiştir. Çinili Köşk’e taşınan müze, 1880 yılında faaliyete geçmiş ve Türk müzecilik tarihinde önemli bir yere sahip olan Osman Hamdi Bey, 11 Eylül 1881 tarihinde buraya müze müdürü olarak görevlendirilmiştir.

 

Osman Hamdi Bey, burada toplanan eserlerin korunması için Mimar Alexandre Vallaury’e planlarını çizdirerek bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri olarak bilinen binayı yaptırır. Bu bina, Türkiye’de müze binası olarak tasarlanan ilk binadır ve “Müzeyi Hümayun” adıyla 1891 yılında ziyaretçilerini ağırlamaya başlar. Açıldıktan kısa bir süre sonra müzeye kütüphane, fotoğraf laboratuvarı ve maket atölyesi gibi bölümler eklenir. Kazılarda bulunan yeni eserleri sergilemek amacıyla daha sonra müzeye ek binalar da yapılır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri üç ana bölümden oluşur: Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi, Çinili Köşk Müzesi. Bu etkileyici yapılar, barındırdıkları çeşitli kültürlere ait bir milyonu aşkın eserle, dünyanın en büyük müzeleri arasında gösterilmektedir.

 

İstanbul Arkeoloji Müzesinden sonra Türkiye’nin diğer şehirlerinde de müzeler kurulmaya başlanır ve böylece Türkiye’de müzeciliğin ilk adımları atılmış olur. Cumhuriyet döneminde yapılan ilk müze  olan Ankara Etnografya Müzesi, Atatürk’ün emriyle kurulan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi Türkiye’de köklü bir tarihe sahip diğer müzelerimizdir. Ülkemiz, aynı zamanda modern müzecilik tanımına uygun müzelere de ev sahipliği yapar. Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi, Hatay Arkeoloji Müzesi, Şanlıurfa Müzesi, Aydın Arkeoloji Müzesi, Troya Müzesi,Mersin Müzesi ve Adana Arkeoloji Müzesi bu alanda önde gelen müzelerimizdendir. Yeni müzeler, çağdaş müzecilik anlayışına göre tasarlanmış ve ziyarete açılmıştır.

 

Ülkü Ülger